Veganlar Yumurta Yer mi?

Esra Özalp

veganlar yumurta yer mi

The Vegan Society’nin kurucularından biri olan Donald Watson, “Veganlık, olabilecek en uygulanabilir düzeyde, yiyecek, giyecek ve diğer amaçlar için hayvanlara yönelik her türlü sömürü ve zulümden kaçınmayı amaçlayan bir yaşam biçimidir” şeklinde tanımlıyor veganlığı.

Yani şöyle diyebiliriz, bu yaşam biçimi anlayışının temelinde; bizler gibi hissedebilen, sosyal hayata, aile-arkadaş bağlarına sahip olan ve en önemlisi yaşamak isteyen ve bunu açıkça ifade eden hayvanların yaşam haklarına tıpkı insanlarınkine verdiğimiz gibi değer ve önem verip bu haklarını gözetmemiz gerektiği düşüncesi yer alıyor. Onları da birey olarak kabul ediyor; sömürülmelerine, işkence görmelerine ve yaşam haklarının çeşitli biçimlerde yok sayılmasına karşı bir duruş sergiliyoruz.

Konumuz yumurta olduğu için işi gıda kısmından ele alacak olursak tıpkı “Et- et ürünleri” , “süt-süt ürünleri” ve bal gibi yumurta da hayvansal bir çıktı. Gıda ya da yiyecek kelimesini bilerek kullanmıyorum çünkü bu yazıda yumurtanın aslında ne olduğunu vurgulamak istiyorum. Çünkü yumurta, domates-patates gibi doğada yetişen bir sebze-meyve değil bir hayvanın kendi yaşamsal döngüsü sonucunda meydana getirdiği bir çıktıdır. Ona aittir, onun yaşamsal döngüsünün ve aslında üreme sisteminin bir parçası, potansiyel yavrusudur.

Aslında veganların neden yumurta yemediğine dair en sade ve basit cevap şu: başka bir kişiye ait şeyi rızası olmayan veya rıza veremeyeceği güç dinamiklerinin olduğu koşullarda gasp etmemek. Bu cevap, veganların yaşam biçiminin felsefesine bakarsak veganların neden yumurta yemediğine dair oldukça açıklayıcı. Fakat bakış açımız birden değişmiyor ve toplumsal kabullerimizin ne derece yanlış olduğunu anlayabilmek için ikna edilmeye ve çeşitli açılardan tatmin edici yaklaşımlara ihtiyaç duyuyoruz. Öyleyse biraz daha ayrıntılı ve farklı açılardan açıklayalım.

Veganlar yumurta yer mi
Veganlar yumurta yer mi?

Veganlar Yumurta Yer Mi?

Yukarıda bahsettiğim gibi ben ve etik sebeplerle vegan olmuş birçok kişi bizim gibi başka birer birey olan tavuklara ait olan bir şeyi, rızası olmadığı ve rızası olabilecek koşullar söz konusu olmadığı için gasp etmemeyi seçiyoruz. Bir diğer şekilde söyleyecek olursam etik veganların yumurta yememekteki asıl ve ilk sebebi tavuğu bir fayda aracı olarak değil birey olarak görmesidir. Bu durumda ona ait olan bir şeye “gıda” gözüyle değil yaşamının bir döngüsü olarak bakıyor ve bunda bir hak iddia edemeyeceğimizin bilincine varıyoruz. Bu cümleler, içinde yaşadığımız, ikinci el birçok kabul ile büyüdüğümüz topluma göre çok uç ve “aşırı” gelebilir ama doğru şeyin bu olduğu gerçeğini değiştirmez. Bazı konularda doğal olarak doğruların bizim gördüğümüzden çok farklı olduğunu kabul etmekte zorluk çekiyoruz ama çektiğimiz bu zorluk başkalarının yaşamına mal olmaktan daha önemli değil.

Veganlar neden yumurta yemiyor?

Yumurtanın Elde Ediliş Sürecindeki Etik Dışı Koşullar

Yukarıda etik sebeplerle vegan olmuş kişiler için geçerli olan asıl sebebi açıkladım. Bu soyut ve felsefik yaklaşım birçok kişi için yeterli olsa da herkesin kafasında bir düzleme henüz oturmamış olabilir. Bu sebeple yine veganlığın tanımından yola çıkarak yumurta yememe motivasyonunu güçlendiren sömürü ve işkence koşullarından bahsetmek istiyorum.

1.     Tavukların Yaşam Şartları

Yumurta için yetiştirilen tavukların reklamlarda veya köyde gördüklerinizden çok daha başka çok daha karanlık ve etik dışı bir yaşamları var. Yaşam dediğime bakmayın doğumdan kıyıma işkence dolu bir kölelik aslında. Ufacık bir alanda akıl almayacak kadar çok sayıda olan tavuklar, doğru düzgün adım bile atamayacakları kalabalıklar şeklinde yaşamak zorunda bırakılıyor. Kabalığın getirdiği yetersiz hava, fazlaca dışkı, hareketsizlik ve birbirleriyle zorunlu temas, tavuklarda birçok yaralanmaya ve hastalığa sebep oluyor. Bu korkunç koşullara direnemeyen birçok tavuk ondan “verim” elde edilemeden yaşamını kaybediyor ve ölü bedeni bu kaotik kalabalığın arasında bazen günlerce farkedilmiyor. Diğer türdeşleri bu ölü bedenin etrafında hatta üzerinde durmaya devam ediyor çünkü gidecek başka bir yerleri yok. Ondan yayılan birçok hastalık diğer tavuklara da bulaşıyor ve onunla birlikte aynı kaderi başka tavuklar da paylaşıyor. Üstelik şimdiye kadar yalnızca fiziksel sonuçlardan bahsettim bir de bu ortamdaki tavuğun yaşadığı korkuyu, stresi, çaresizliği ve acıyı düşünün. Orası bambaşka bir boyut.

Veganlar yumurta yer mi
Fotoğraf: Jo-Anne McArthur / We Animals Media

Üretim tesisleri için birçok kural ve yönetmelik getirilse de bu kural ve yönetmelikler zaten yetersiz ve kâğıt üzerinde olmasının yanı sıra çoğunlukla ihlal ediliyor. Yani endüstriyel bir üretimden bahsediyorsak bu sıkışık tepişik, sağlıksız koşulların yaşanmaması mümkün değil. Kalabalık sebepli yaralanma, hastalık ve enfeksiyondan ölen tavuklar, toplam sayılarının korkunç biçimde çok olmasından dolayı firmalar tarafından kabul edilebilir bir “zaiyat” sayılıyor ve yaşamları firmalar için gözden çıkarılabilecek birer sayıdan öteye gidemiyor.

Havasız, kalabalık, dışkı içinde bir yaşam yetmezmiş gibi tavukların yumurtlama döngülerini tetiklemek için kullanılan suni gece-gündüz yanılgısı da tavukların olduğundan daha hızlı yumurtlamasına ve doğal dengelerinin tamamıyla bozulmasına sebep oluyor. Normal şartlar altında ve kendi yaşam döngüsünde bir tavuk senede 12 yumurta verirken üretim tesislerinde tavuklar birçok yapay müdahaleyle yılda 300 kadar yani neredeyse günde 1 yumurta vermeye zorlanır.* 30 kat daha çok üretim, 30 kat daha çok sömürülen ve tüketilen bir ömür. Bu hızlandırılmış süreçte tavuklar, şuursuz bir biçimde yumurta vererek çabucak tükenme eşiğine geliyor. Normal bir tavuğun ömrü eğer korunaklı bir yerde yaşıyor veya birileri tarafından bakılıyorsa 10 seneyi geçiyor (bahçede veya kurtarma çiftliklerinde yaşayan bir tavuğu düşünebilirsiniz) fakat sömürülmeye ve bu şartlarda yaşamaya maruz bırakılmış tavukların ömrü ise 18 ila 24 ay arasında.** Eğer yaralanıp, hastalanıp ve enfeksiyondan ölmedilerse tabii. Üstelik bu şekilde geçen bir ömür. Hepsi bizler yumurta yiyelim diye…

2.     Peki Ya Civcivlere Ne Oluyor?

Dişi civcivler anneleriyle aynı kaderi paylaşmak, sömürülmeyecek hale gelene kadar yumurta makinesi gibi kullanılmak üzere üretim tesislerine yerleştiriliyor. Yapay müdahale ve yedikleri katkılı yemlerin de sayesinde çabucak büyümeye zorlanıp hemen yumurta verecek hale getiriliyorlar. Sonrası da yukarıda anlattığım gibi. 

Veganlar yumurta yer mi
Fotoğraf: Human Cruelties

Erkek civcivleri ise daha korkunç bir son bekliyor. Erkek oldukları anlaşılan civcivler doğar doğmaz çeşitli yollarla henüz canlıyken “imha” ediliyor. Bu alanda sıkça tercih edilen imha yöntemi ise onları canlıyken doğrama makinelerine atmak. Bunun yanı sıra torbalar içine tepilip bağlanarak çöpe atmak, suda toplu şekilde boğmak da tercih edilen yöntemlerden.

Yani yumurta tüketerek sadece tavuğa ait bir şeyi tüketmiş değil aynı zaman da onu da ölüme yollayacak bir sisteme katkı sunmuş oluyorsunuz. Doğar doğmaz “imha” edilen erkek civcivlerin yanı sıra yumurta veremeyecek noktaya gelmiş tavukların da sonunun mezbaha olduğunu da düşünürsek bu sektörde ölümsüz ve işkencesiz bir sonun söz konusu olmadığını anlayabiliriz.

Veganlar yumurta yer mi
Fotoğraf: Andrey Rudakov

3.     Peki Ya Gezen Tavuk?

Gezen tavuk söylemi vicdan rahatlatan bir söylem olsa da gerçekte şartlar vicdanınızın rahatlatacak şekilden oldukça uzak. Bir tavuğun gezen tavuk sayılması için yönetmelikte kağıt üzerindeki şartlar altlarının kuru, (beton vb), kapalı alanlarının sayı başına daha geniş olmasını ve gezebilecekleri bir alanın olmasını kapsıyor. Yani bu tavuklar bütün gün dışarıda güneş altında serbestçe, özgürce gezip canları istediğinde yumurtlamıyor. “Gezen tavuklar” da yine günün çoğunu kapalı alanlarda nispeten daha az kalabalıkta ve yapay bir zeminde tutularak geçiriyor. Günün kısıtlı bir zamanında etrafı sarılmış bir açık alanda birkaç tur attırılıp üretim alanına geri sokuluyor. Üstelik kağıt üzerindeki bu kurallar çoğunlukla ihlal ediliyor çünkü aslında kimse hayvanın sağlığını ve yaşamını önemsemiyor elde ettikleri karı önemsiyor. Gezen tavuk da vicdanını rahatlatmak isteyen alıcılar için mükemmel bir pazarlama aracı olmaktan öteye geçemiyor. Yani gezen tavuklar sandığınız gibi özgür ve mutlu değiller. Ayrıca onları da yine aynı son bekliyor. Yumurta veremeyecek noktaya gelince doğrudan mezbahaya gönderilmek.

4.     Veganlar Köydeki Tavukların Yumurtasını Yiyor Mu?

Köydeki tavuğun yumurtasını yemek birçok açıdan karşılaştırıldığında masum görünse de veganlığın etik felsefesine uymuyor; yani hayvanları birer kaynak ve verim makinesi olarak görmemek, sömürmemek. En başta da açıkladığım gibi bizler hayvanları olması gerektiği gibi birer birey olarak kabul ediyor ve onların yaşamlarını gasp edecek davranışlarda bulunmuyoruz. Normal şartlarda kendi yaşam döngüsünün ve üreme sisteminin bir parçası olan yumurtlama eyleminde bizim bir hak talep etme ve müdahale etme hakkımız yok. Ona ait bir şeyi rızası olmadan ve rızasının olabileceği koşullar söz konusu olmadan ondan almak çalmak, gasp etmek ve onun haklarını yok saymak demektir. Üstelik yumurta tavuğun bizler gibi regl döngüsüne ait bir çıktıdır, bunu yiyecek olarak görmek bu açıdan baktığımızda oldukça yanlış ve çarpık duruyor bence. Üstelik yumurtası civciv de olabilir, bundan emin olmak her zaman kolay değil ve çoğu zaman umursanan bir ayrıntı değil. Nasıl evimizi paylaştığımız bakımını üstlendiğimiz kedimizden, köpeğimizden fiziksel bir üretim katkısı beklemiyor, vücut bütünlüğüne müdahale etmiyorsak tavuktan da beklememeliyiz çünkü bu adil değil, böyle bir hakkımız yok. 

Veganlar yumurta yer mi
İllüstrasyon: Hartmut Kiewert

Tüm bunlara ek olarak yumurtası için bakılan-sömürülen bir hayvanın verim sağlamadığında öldürülecek olması kaçınılmaz bir son. Yumurta bir sistemin parçası ve hayvana olan bakış açısının “verim” olmasının esas sebeplerinden biri. Yani köydeki yumurtayı yemeniz de hayvanın mal olarak kabul görmesini ve en nihayetinde ölmesini destekliyor. Bu sistem kökten yıkılmadıkça hayvanlar mal olarak kabul edilmeye, sömürülmeye, işkence görmeye ve en sonunda öldürülmeye devam edecek. Mutlu bir sömürü yok çünkü bu kocaman bir sistemin çarkı. Üstelik biz yumurta yemeden de yaşayabiliriz fakat onların yalnızca bir hayatı var.

Sonuç Olarak…

Kültürel yeme alışkanlıklarını değiştirmenin herkes için kolay olmadığının farkındayım. Yerine koyacak bir şey arıyoruz ve bu oldukça doğal. Fakat hayvanları sömürmek yerine tercih edebileceğimiz birçok seçenek var. Alıştığınız ve sevdiğiniz birçok tarifi vegan yumurta ikameleri ile değiştirebilir ve tüketmeye devam edebilirsiniz, üstelik kimseye zarar vermeden :’)

Tüm bu gerçekleri kabul etmenin ve köklü bir değişim yapmanın çok kolay olmadığını kabul ediyorum ama inanın hiçbiri hayvancılık sektöründe bir tavuk olmaktan daha zor değil. Tüm bunları okuyup yok saymak karşı çıkmak da kabul edip alışkanlıklarınız değiştirmek de sizin elinizde. Tercihlerimiz bizi tanımlar, kim olduğumuzu ortaya koyar. Aslında tüm yazıyı tek bir cümleyle ve kişisel olarak özetleyecek olursam; ben bir kişinin acısına, sömürüsüne ve ölümüne sebep olmak istemiyorum ve bu sebeple yumurta yemiyorum. Umarım bu yazıda size de bir sebep verebilmiş olurum. Başka bir dünya mümkün, eğer siz de seçerseniz. 🐔

Veganlar yumurta yer mi
Ben ve arkadaşım Kurtuluş (Sömürüden kurtulduktan sonra yaşadığı Vegan Çiftlik’te)

Kaynaklar:

*The Humane League

**The Humane League

“Veganlar Yumurta Yer mi?” üzerine bir yorum

  1. Aslında değişimin ve bir tercihin ne kadar şart olduğunu anlatan. Vicdanımızı sorgulatan; çok akıcı, etkileyici bir yazı olmuş.

    Yanıtla

Yorum yapın