Eti Azaltmak Yeterli mi?

Ahmet Aksoy

Eti azaltmak yeterli mi

Eti azaltmak hayatınız için iyi bir başlangıç olabilir, ancak birçok araştırma vegan olmanın çevre için yapabileceğimiz en iyi şey olduğunu göstermektedir. Ayrıca, gıda israfını azaltmak ve yerel marketlerden alışveriş yapmak da kritik çevre dostu adımlar arasında yer alır.

Dünya çok fazla et tüketiyor, ancak bazı ülkelerin diğerlerinden önde olduğu yadsınamaz bir gerçek. Örneğin ortalama bir Amerikalı yılda yaklaşık 274 kilo et tüketiyor.  Şüphesiz ki bu miktarı azaltmak gezegen üzerinde önemli bir etki yaratabilir. Ancak daha sürdürülebilir bir beslenme söz konusu olduğunda, sadece et tüketimini azaltmak yeterli midir? İşte eti neden tamamen kesmeyi düşünmeye değer olduğunu ve aynı zamanda gerçek bir gezegen dostu diyetin neden sadece ne yediğinizle değil, neyi nasıl yediğinizle de ilgili olduğunu açıklıyoruz.

Et Tüketimini Azaltmanın Gezegen Üzerindeki Etkisi

Sadece bir inek, bir yıl boyunca atmosfere yaklaşık 220 kilo metan gazı salar. Geviş getiren hayvanların sindirim sistemlerinde oluşan bu sera gazı, atmosferi ısıtmada karbondioksitten 28 kat daha etkilidir.

Yalnızca Amerika’da, sadece sığır eti için yetiştirilen 29 milyondan fazla inek var. Hesabı siz yapın, evet bu çok ama çok fazla metan gazı demek.

Birleşmiş Milletler’in raporuna göre, hayvansal tarım küresel sera gazı emisyonlarının %14,5′ ine neden oluyor. Bu gaz emisyonlarını sadece metan değil, aynı zamanda karbondioksit ve azot oksit de oluşturuyor.

Gıda için hayvan yetiştiriciliği aynı zamanda ormanların tahrip edilmesinin de başlıca nedenlerinden biri; son altı yılda Amazon’da 800 milyondan fazla ağaç, sırf sığır eti yetiştiriciliğine alan açmak amacıyla kesilmiştir. Ayrıca hayvan yetiştiriciliği su kirliliğine, hava kirliliğine ve okyanuslardaki ölümcül bölgelere de büyük ölçüde neden oluyor.

2017 yılında yayınlanan bir rapor, Tyson Foods gibi büyük et üreticilerinin suya akıttığı toksinlerin Meksika Körfezi’nde kayıtlara geçen en kötü ölümcül bölgeyi tetiklediğini ortaya koymuştur.

Özellikle Batı’da et tüketiminin azaltılması bu etki üzerinde büyük bir fark yaratabilir. Örneğin, 2022 yılında yapılan bir çalışma; dünyadaki sığır eti proteinlerinin beşte birinin mantar eti ile değiştirilmesinin 2050 yılına kadar orman tahribini yarı yarıya azaltabileceğini öne sürmüştür. Sorumlu araştırmacı Florian Humpenöder o dönemde “İyi haber şu ki, insanların gelecekte sadece yeşillik yeme ihtimallerinden korkmalarına gerek yok.” dedi. “Hamburger ve benzerleri ürünleri yemeye devam edebilirler, tek farkı bu hamburger köfteleri farklı biçimde üretiliyor olacak.”

2022 yılında Almanya’daki Bonn Üniversitesi’nde yapılan bir başka araştırmada ise, gezegenin varlığını sürdürebilmesi için zengin ülkelerin et tüketimini en az yüzde 75 oranında azaltması gerektiği kaydedildi. Bonn Üniversitesi Kalkınma Araştırmaları Merkezi’nde (ZEF) profesör olan çalışmanın yazarı Matin Qaim yaptığı açıklamada, “Eğer tüm insanlar Avrupalılar ya da Kuzey Amerikalılar kadar et tüketseydi, uluslararası iklim hedeflerinden kesinlikle çıkardık ve dünya üzerindeki birçok ekosistem çökerdi.” dedi. “Bu sebeple et tüketimimizi önemli oranda azaltmanız gerekiyor. İdeal oran ise yılda 20 kilograma kadar indirmektir.”

Go vegan
Go vegan

Daha Büyük Bir Fark Yaratın: Gezegeniniz için Vegan Olun

Eti azaltmak, daha gezegen dostu bir beslenme için önemli bir adımdır ve günümüzde her zamankinden daha popüler hale gelmektedir. Nisan 2022’de Beneo GmbH tarafından 10 ülkede 12.000’den fazla tüketicinin değerlendirildiği bir araştırmaya göre her dört tüketiciden biri kendini fleksitaryen olarak tanımlıyor.

Ağırlıklı olarak bitki temelli beslenen ancak yine de arada sırada hayvansal ürünler tüketen bir beslenme şeklini benimseyen fleksitaryenler, 2030 yılına kadar 162 milyar doların üzerinde bir piyasa değerine ulaşacağı tahmin edilen bitki temelli gıda pazarının büyümesinde kritik önem taşıyor.

Ancak, giderek artan sayıda araştırmanın, tamamen vegan olmanın bir insanın gezegeni için yapabileceği en iyi beslenme tercihi olduğunu öne sürdüğünü belirtmek de gerekiyor.

2023 baharında International Journal of Environmental Research and Public Health (Uluslararası Çevre Araştırmaları ve Halk Sağlığı) dergisinde yayınlanan bir araştırma; vegan beslenmenin çevre için, bitki bazlı gıdalara ve az miktarda et ve süt ürünlerine vurgu yapan Akdeniz diyetinden daha faydalı olduğunu ortaya koymuştur.

Araştırmacılar çalışmalarında, “Sonuca bakılırsa et ve süt ürünleri tüketimin her şeyden önce insan sağlığı ve ekosistemlere zarar veriyor. Bu zarar oldukça kritik bir role sahip.” diyor.

“Bahsedilen beslenme diyeninin hem sağlık konusunda hem de ekosistem üzerinde büyük etkisi vardır. Çalışmamızda, çok benzer besin bileşimlerine sahip ancak nihai çevresel etkileri açısından önemli farklılıklar gösteren iki sürdürülebilir diyeti karşılaştırdık. Hayvansal gıdalarla temsil edilen küçük bir kalori miktarının (%10,6) bitkisel gıdalarla değiştirilmesi, özellikle ekosistemler ve insan sağlığı için toplam çevresel etkide önemli bir iyileşme gösterdi.”

2018 yılında Oxford Üniversitesi’nde gıda üretimi üzerine yapılan en kapsamlı analiz de benzer bir sonuca varmış ve vegan beslenmenin bir kişinin gezegen üzerindeki etkisini azaltmasının “en etkili yolu” olduğunu belirtmiştir. Baş araştırmacı Joseph Poore o dönemde “Tarım, çok sayıda çevre sorununu kapsayan bir sektördür.” demişti. “Gerçekten de bunun önemli bir kısmından sorumlu olan hayvansal üretimdir. Hayvansal ürün tüketiminden kaçınmak, sürdürülebilir et ve süt ürünleri satın almaya çalışmaktan çok daha üstün bir çevresel fayda sağlar.”

pazar
pazar

Daha da Büyük Bir Adım Atmak İçin Yerel Marketlerden Alışveriş Yapın

Gezegen dostu bir diyet sadece ne yediğinizle ilgili değildir, aynı zamanda gıdanın nasıl elde edildiği ve tüketimi sonrasında nasıl atık edildiği ile de ilgilidir.

Taze, yerel kaynaklı meyve ve sebzeler satın almak her zaman mümkün olmayabilir; ancak mümkünse, özellikle de mevsimindeki ürünleri satın alırsanız, bu gezegen üzerindeki etkinizi daha da azaltmanıza yardımcı olacaktır. Bu alışveriş alışkanlığı gıdanın çok daha az mesafe kat etmesi gerektiği anlamına gelir ve nakliye emisyonlarını ve ürünleri depolamak ve soğutmak için gereken enerji miktarını azaltır.

Ürettiğimiz gıda atıklarının miktarına da dikkat etmek önemlidir. Our World In Data’nın araştırmasına göre, gıda atıkları küresel sera gazı emisyonlarının yüzde altısından sorumludur. Ayrıca, gıda sisteminin ürettiği gıda miktarının yaklaşık dörtte biri perakendeciler, restoranlar ve tüketiciler tarafından dökülüyor, bozuluyor veya başka şekillerde israf ediliyor.

Ancak çöpe attığımız gıda miktarını azaltmanın çeşitli yolları var. Sadece ihtiyacımız olanı satın almak, daha küçük porsiyonlar pişirmek, artıkları saklamak ve kompost yapmak, gıda ürünlerinin ve onları üretmek için harcanan tüm kaynak ve enerjinin tamamen israf edilmemesini sağlamanın pek çok yolundan yalnızca birkaçı.

Yorum yapın